OSMANLI DEVLETİ SARAY MÜZİKLERİ
Adına bugün çoğu kez “Klasik Türk Müziği” ya da
“Türk Sanat Müziği” de denilen bir müzik türüdür. Osmanlı Devleti'nin
kurulması, büyümesi ve güçlenmesine paralel olarak zenginleşmiş, olgunlaşmış,
biçim / estetiğini geliştirmiş ve bir sanat müziği kimliği kazanmıştır. Bu
müzik, din, aşk, ordu-savaş gibi bir çok konuda ürünler vermiş ve her biri
kendi türlerini, biçimlerini, topluluklarını oluşturmuştur. Osmanlı Müziği,
imparatorluğa katılan yeni ülkelerin değişik müzik kültürlerinden etkilenmiş,
öğeler almış öğeler vermiştir. Ancak imparatorluğun gerileme ve çöküş sürecine
girdiği 19.yy. başlarından itibaren bu sanat müziğinde de giderek bir sığlaşma
ve gevşeme gözlenmektedir. Önceleri zengin makamlar ve usuller kullanırken,
giderek bu anlayıştan uzaklaşmış ve kentin eğlence müziğine dönüşmüştür.
Günümüze kadar süren bu gelişmede “şarkı” türü, adeta bütün türlerin yerini
almış ve yaygınlaştıkça popülerleşmiştir.
Saray sanatçılarına bir örnek. |
Osmanlı Müziği bir sentezdir. Tarihin bir çok zenginliğini
içinde taşır. Türklerle birlikte yaşayan Bizans, Rum, Acem, Arap, Yahudi,
Ermeni gibi azınlıklarca da paylaşılarak birlikte oluşturulmuş ve Osmanlı Saray
okulunda, Enderun'da en parlak devrine erişmiştir. Bu sistemi kullanan hiçbir
ülke Osmanlının ulaştığı sanatsal seviyeye erişememiştir.
Osmanlı Müziği, “makam birliği” esasına dayanan
“Fasıl” düzeni içinde oluşturulmuş ve seslendirilmiştir.
FASIL NEDİR
Fasıl: Aynı makamda bestelenmiş
eserlerin, belli bir düzene göre sıralanarak yapılan dinletisidir.
Tam bir Fasılda, hem ses ve hem de saz eserleri yer
alır. Fasıl oluşturulurken eserlerin aynı makamda olması temel alınır ve tür
ile şekillerine göre de belli bir sıralama yapılır. Bir makama ait fasılın
oluşabilmesi için genellikle iki “Beste” ve iki “Semai” bestelenmiş olmalıdır.
Bunlar sözlü eserlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder